Devalüasyonun Ekonomiye Etkileri

Ulusal paranın dış değerinin düşürülmesi ithalatı pahalılandırıp, ihracatı göreceli olarak ucuzlatır ve böylece döviz girişini hızlandırmayı amaçlar. Ancak her zaman yapılan devalüasyon ihracatı arttırıcı etki yapmayabilir. Devalüasyonun ihracatı kısa sürede arttırması için üretimin iç piyasadan dış piyasalara kanalize edilmesi gerekir. Örneğin Türkiye'de 1994 yılı başında yaşanan krizde döviz kurları bir anda katlanarak arttı, yıllık artış oranları % 250'lere kadar yükseldi. İhracattaki canlanma ise, iç talebin kısılması ve satınalma gücündeki büyük düşüş nedeniyle gerçekleşti. Ayrıca dış ülkelerdeki alıcılar fiyatların düşmesine rağmen daha fazla mal talep etmiyorlarsa devalüasyon kısa sürede bir yarar sağlamaz.

Özellikle üretimin iç talebi karşılayamadığı zamanlarda devalüasyon etkisiz kalır ve ithalat yine artar. İthal malları petrol gibi vazgeçilmez bir nitelikte ise paranın dış değerinin düşürülmesi, ithalatta ancak kısmi bir azalmaya yol açar. İthal malı kullanımı toplumun tüm kesimlerine yayılmış bir moda durumunda ise, salt fiyatların artışı bu eğilimin önünü kolay kolay kesemez.

Daha pahalı olan ithalat enflasyonu yükseltince, ulusal paranın yeniden değer kaybetmesi gerekir. Enflasyon-devalüasyon spirali hiperenflasyonun en önemli nedenlerinden biridir. Devalüasyonun enflasyona etkisinin büyüklüğü ithalatın milli gelir içindeki oranına ve toplam ithalat içinde temel ihtiyaç maddelerinin oranına bağlıdır. Türkiye'de devalüasyonun getirdiği fiyat artışı ham petrol kanalı ile ekonominin tüm sektörlerine dalga dalga yayılır. Ayrıca sanayinin büyük ölçüde ithalata dayalı faaliyet göstermesi de devalüasyon artışının, doğrudan fiyat artışına etkili olmasına neden oluyor.

Kur artışını kontrol altına almak istenmesindeki en büyük neden, ithalat artışına rağmen, mallarda göreceli ucuzluk sağlamak ve enflasyonu düşük tutma isteğidir.